İKİSİ DE konuşkandı ama öyle böyle değil. Bir dostları çok sıkıldığı vakitlerden birinde uyarmıştı kendince bir teşhis koyarak. “Sizler islahı fem olmuşsunuz.”
Onlara ağır gelmişti bu tespit. “Ağız ishali olmak?” ne demek diyerek içlerinden verip veriştirdiler.
Yetinmediler uzunca bir süre küstüler, görüşmediler. Ama sonucu değiştirmiyordu.
Aradan geçen zaman içinde duruldular, düşündüler ve hak verdiler.
“Evet, biz ağız ishali olmuşuz” dediler.
Ve ‘Sessizlik Kontratı’ yapmaya karar verdiler. Artık daha çok okuyorlar, daha fazla tefekkür ediyorlar daha az konuşuyorlardı. İlk başlarda çok zorlansalar bile daha sonraları hem yararını gördüler hem de kelime fazlalığı yükünden kurtuldular.
Mutluydular.
Dostları da artık onlardan daha çok hoşnuttu.
Kendilerine kalan zamana baktıkça şaşırdılar ve bir hükme vardılar.
Kelime israfı vaktin de israfıymış. Ömrün heba edilmesiymiş. Gerçek bir dostun acı teşhisi onlara geriye kalan hayatlarını armağan etmişti.
Ve bu kontrattan herkes memnundu.
04.03.2020