YILLAR önce duymuş ancak pek bir anlam verememiştim. Meğer tam kitabın ortasından söylenen dosdoğru bir cümleymiş.
Yaşanan ömür, görülen hadiseler, tanık olunan durumlar yıllar yılı bu cümleyi tasdik edip durdu: Cehalet Fiyakası
Zihninizi hızlıca tararsanız eminim bana hak vereceksiniz.
Cahilin fiyakası vardır. Emindir. Güvenlidir. En küçük bir şüphe taşımaz. Anlattığı konunun çeyreğinin çeyreğine vakıf değilse bile dünyada bu mevzuya hâkim olan tek kişi kendisiymiş gibi bir eda takınarak anlatır.
Cahilliğin fiyakasında olan kişi afilidir. Caka satışı yüksektir. Gösteriş budalasıdır. Versiyonu biraz farklı olsa da bu işin bilimi bile vardır: Cehalet bilimi. Hatalı bilgiyi sömürmek, menfaat temin etmek için çağın tüm imkânlarını sınırsızca kullanarak pompalar. İnsan yararına olmayan şeyleri en yararlı bir unsur gibi sunar. Bunu da korkunç bir fiyaka ile yapar.
Bilimin merakla başlayıp şüpheyle devam ediyor olmasına rağmen onlar en küçük bir düşünme payı bırakmazlar telkinlerinde. Soru sordurmazlar. Özeleştiriye sıkı sıkıya kapalıdırlar. Tartışmadan kaçıp monoloğa abanırlar. Elde edilen bilgiyi kötüye kullanan cehaletin fiyakasını satanlar büyük fotoğrafı göstermek istemez ayrıntılarda boğarlar.
Uyanık bir kalp, dikkatli bir gözle baktığımızda gördüğümüz şudur:
Cahilde fiyaka olur.
Âlimde vakar/izzet olur.
Ârifte ise mahviyet olur.
29.08.2019