YAKINLIK KUŞATMASI

İYİLİK hâli sarmıştı her yanımı. İliklerime kadar kendimi huzurlu hissediyordum. Sanki bulunduğum hercümerç ortam ortadan kalkmış bir arınmışlar ülkesine gelip otağ kurmuştum.

Her şey bambaşkaydı, her şey.

Sözler, bakışlar, tebessümler, davranışlar… İlk kez böylesine tanık oluyordum. Burada kimse önce ben demiyor herkes önce sen diyordu. Kendini değil diğerini öncelediğin bir ortam.

Rüyada mıyım dedim, bu kadarının gerçek olmama ihtimalini düşündüm. Ama gerçekti. Kötülük içlerinden çekilip alınmıştı ve iyiliğin merkezine bağdaş kurulmuştu.

Sahte bir şey yoktu. Sahiciydi.

Merhabalar merhaba gibiydi, sıcacık. Tebessümler aynı şekilde ısıtıyordu. Sözler ise bir yağmur ormanı gibi yer ayrımı yapmadan ıslatıyordu tüm bedenimi.

Sabah güneşi ısıtıyordu, kaçmıyordum ondan. Yıldızlar bir masalın kahramanları gibi söyleşiyorlardı.

Güvendeydim.

Ve sevildiğimi hücrelerimin en küçük atomlarına kadar hissediyordum. Fakat henüz bir isim koyamamıştım. Neydi yaşadığım, bilmiyordum. Bir dostum ruhuna düşen haberlerden bihaber olma demişti. O geldi aklıma. Açtım ruhumun posta kutusunu, baktım.

Okudum haberleri. Hepsi de güzeldi. Kalkındırıcıydı.

Adını ben koydum.

Bu bir eskilerin yakîn dediği yakınlık kuşatmasıydı.

19.04.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir