SESSİZLİĞİ DUYMAK


SENSİZLİK anlamına gelmiyordu onun için sessizlik. Aksine sessizlik en çok senlilik demekti.
Sessiz seslenişleri vardı.
Hisli iç çekişleri vardı.
Hayata anlam yüklemek ve aynı zamanda nefsiyle sulh yapıp idrak basamaklarında yine sessizce yükselmesi vardı.
Dışarıdan bakanlar onu soğuk bulabilirdi. Bulurdu hatta. O buna aldırış etmediği gibi hoşuna gittiği de olurdu.
İstedikleri ile sıkı arkadaşlıklar kurar ve onlarla eğlenceli vakitler geçirmeyi bilirdi. Görseler bu halini çok gülerler ya da şaşırırlardı.
Bir yandan yuva sıcaklığını sever diğer yandan da bir ayağı dışarıda olurdu. Bu görev onundu.
Muhabbet seansları yaparlardı öteden beri.
Seçtikleri bir konuyu derinlemesine irdeler öğrenmenin daimiliğini yaşarlardı. Herkesin eşit söz ve karara katılma hakkı vardı. Bu onlar için öğretici olduğu kadar eğlendirici de olurdu.
O gün bir metin okumayı seçmişti.
Metin kendini tarif ediyor gibiydi. Nasıl bu kadar net ve isabetli bir tarif olabilirdi.
Bir yandan inanmak istemiyor diğer yandan da bunun bir manası olmalı diyordu. Tesadüf olamazdı ona güre.
Nice zamandır mekik dokumuyor muydu kıtalar arası. Boşuna mı tüm bunlar.
Sessizliğin sesiyle konuşuyordu. İşitiliyordu. Cevaplar geliyordu kendisine. İnanmak istemiyordu buna daha doğrusu emin olmadan bir karar vermek istemiyordu.
Sessiz seslenişleri duyuyordu ama duymamış gibi yapıyordu. Biliyordu ama bilmiyormuş gibi davranıyordu. Emin olmadan yüklediğimiz anlamlar yorar fikrindeydi. Gönül trafiği karışabilir pirincin taşının ayıklanması güç olabilirdi. Tüm bu nedenlerle emin olmayı istiyordu ve bu yine onun hakkıydı.
Hakkı ise gülmek, gülebilirdi. Yoksa görmezden gelmeyi tercih ederdi.
Bir gün duydun mu diye sordu sessizliğin sesini. Biliyordu oysa duyulduğunu. Yine de emin olmak istedi.
Yârenlik içeren bir cevap aldı. Bir müezzin gibi mi seslenmişti bir sağa bir sola dönerek.
Hayır diye cevapladı. Sesin yönü yoktur o her tarafa eşit dağılır dedi.
Sonra tekrar kişiye döner.
Kendinden kendine bir sessiz sesleniş bu.
İçindeki içinden yine içindeki içine…
Burada sese ve söze hacet yok.
22.01.2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir